Yatağından kalktığında beslediğin cesaretin, gece sonunu hazırlayacak korkuya dönüşür. Yaşadıkların, yaşantının içine karışır allakbullak olursun. Arınmayı dileyip ruhunu sıçan gibi kemiren hisleri istemedikçe çaba sarf edersin, bu kez siyahlığı eline yüzüne bulaştırır, kötüyü üstüne eklersin. 

Kendine olan tüm inancınla her gün sözler verip gözünü kapatırsın. Günler birbirini böyle kovalarken monotonluklara ayak uydurur; yabancı kalabalıklar arasında kayıp oluşunu seyredersin. Düzelmek için okyanusa düşmüş karıncanın, karaya çıkmaya olan arzusu gibi anlamsız şekilde debelenip durursun. 

Kafanın içerisinde milyon tane bilinmezliklerle sarılı denklemlerle boğulur, negatiflik girdabının içine doğru süzülürsün… 

Yapılan ve yapılmayan kurguları arasında sıkışık kalmış olan bedenin; kendi cehennemini yaratır, yanmamak için kendinden kaçmaya çalışırsın. Yoruldukça daha fazla yorulur eksildikçe daha da eksilirsin… 

BU YÜZDEN KAZANMAYA ÇALIŞMAK KAYBETMEKTİR HİÇBİR BEKLENTİ OLMADAN ÇABA SARF ETMEKSE BAMBAŞKA YERLERE SÜRÜKLER…