Siz aşk şarkılarını yalnız insanlar için mi dinlersiniz? Aşk yalnız insanlar için, yahut tek bir anda tek bir şey için midir?

İnsan her şeyde aşkı bulabilir olmalıdır. Böylesine mutluluk verici bir hissi zincire vurmaya ne gerek vardır?


Aşk özgürlüktür. Hissedebilmenin özgürlüğü. İnsan hislerinin özgürlüğünü fark ettiğinde tümden tadar aşkı. Ancak böylelikle kalabalık bir insan seli üzerine akarken sarhoşmuşçasına uçarak yürür. Kafasını göğe kaldırır, çocukların fırlattığı süzülerek inen ışıklı oyuncaklarda bulur aşkı. Durup onları izler. Ve sonra dev bir çınarın yanından geçerken kocaman dallarda bulur aşkı yeniden.

Aşk her yerdedir artık. Bir ağacın yere dökülüp solan mavi çiçeklerindedir, zeytinin yapraklarında ay gibi gümüşi parlamaktadır.

Ve aşk, asıl mavi dalgalar içinde süzülen bedeni güneşten cayır cayır yanarken, ayaklarını her çırpışında parmak aralarından sular akarken capcanlıdır.

Karşı balkondaki çamaşırların yumuşatıcı kokusu aklını kaçırtacak gibi hissettirir. Her gece denizi izlerken yine sarhoş gibidir.

Onu gözleyen yıldızlara, boynunda altın rengi taşıdığı güneşe aşıktır.

En yakın dostlar olduklarından haberi dahi olmayan insanların dostluğunda bulur aşkı. Rüyalarında aklını çelen o hiç var olmamış adamda bulur.

Sen, diye seslenir ona: Kimsin sen ve hangi ağaçların arasında sevişiyoruz biz?

Hiç eskimeyecek şarkılarım var benim. Atmaktan bıkmayacağım adımlarım ve ezbere bildiğim kilometrelerce yolum var. Sönmeyecek aşklarım ve reddettiğim inançlarım var benim.

Can yakmaktan korktuğum için can yakacağım ilerde. Üzmek istemediğim için üzüyor ve üzülüyor olacağım. Rüyalarımda daha kimler öpecek beni ve kimler ölecek?

Ben aşkı korkakça hayır dediğim bir çift kızarık gözde aradım. Bir kez buldum da sonra kaybettim. Kaybettiğim onca şey arasından aşklarımı aradım ben. Sevgili dostum, dedim ona, her gece birlikte uyudum.

En mutlu olduğum bu yere gelmek istemedim ben. Geldim, aşık oldum ve alıştım, gitmek istemedim. Gittiğimde eskiye döndüm ben, alıştım, tekrar gelmek istemedim.

Geldiğimde tüm aşklarımı yeniden anımsadım. Şimdi bir ihanet gibi gelse de her şey, belki yeterince özgür olmasam da, mutluyum. Hiç bitmeyecek bu döngü, nereye gidersem alışacağım. Buraya her döndüğümde yeniden anımsayacağım.

Ben burayı sonsuza dek terk edene değin kesilmeyecek o çınar, ayak parmaklarımda hep kayacak sular. O gidecek başkası gelecek, göreceğim yeni rüyalar var. Belki karşıdaki evde yumuşatıcı bitecek bir gün, belki o ev başka yumuşatıcı kullanan birine satılacak da bir daha o çamaşırları hiç göremeyeceğim. Kokulara dahi alışmış olacağım ama duymam için orada olmalarına gerek olmayacak. Olağan şeyler bunlar...

Ben sevilmek değil sevmek için yaratılmışım.