Hep kendi meseleleriniz için bizleri strese soktunuz.

Kendi meselelerinizin acısının altında ezildik kaç gece.

Kendi hayatına odaklanamama'nın acısını çekti kaç genç kaç nefes.

Durmadı aileler, durmadı katil anne ve babalar.

Kendi hayatlarının acısını çocuklarından çıkardı her gün.

Doğmadı güneş, doğmadı nefes.

Bu çocukların yüreğinde umut olmadı.

Her kavgalarında, her şiddet ortamlarında, çocukları kendi ölümlerine alet ettiler. Katıp durdular her kavgaya, her acıya.

Sonra kalkıp normal yaşaması gerektiğini savundular bağnazca.

Bitmedi tükenmedi kavgaları susmadı asla sesleri, asla vazgeçmediler öldürmekten, kendilerinin ölümünü bile küçücük çocuklara ödettiler.

Her gece vurdu şiddetin sesleri nefeslerine. Her akşam korku benliklerinin karanlığıydı. Ama kimse görmedi o çocukları. Bilmediği, hissetmediği acıyı umursamadan es geçen bir toplumun çocuklarıydı oysa onlar.

Yine de umursamadı meclisler, duymadı doktorlar, kimseler el atmadı. Ölen çocukların yiten gençlerin hesabını kimse vermedi.

Her bir ölümde sloganlar, protestolar ardı sıra geldi ve söndü tekrar sesler. Bir toplum, içinden yok etti kendini. Önce çocuklar öldü.

Sesi duyulmayan çocuklar, şimdi toplumun sesi duyulmayan yetişkinleri olarak hayatlarına "mecbur" oldukları "ölemedikleri" için devam ediyorlar.

Sizse, hâlâ susuyorsunuz.

Susun.

~Fehmekar