kim o diyor annem
benim diyorum,
ilk defa hissettiğim çıplak bir mutluluktan sıyrılırken.
ben geldim.
çıplak bir mutluluk
kimisi bunun için para verebilir
ama vermişken bugün vermeli
çünkü yarın, bunun bile fiyatı artabilir.
kıyafetlerimi insanlar içinde giymeye başlıyorum
tanrı'nın nefretini,
iki küçük kız çocuğunun yansımasında görüyorum.
-size bir sır vereyim, kız çocukları başta asabidir-
el ele tutuşan iki adam da,
parmaklarını çenesine sarmış bir sorgulayışta.
parmaklarımı neyse ki çeneme sarmıyorum
ben sert kahve de sevmiyormuşum
siyah, acı olursan güçlü olursun diyorlardı.
büyükler gerçekten sistemli şekilde yanılabiliyorlar, ne komik.
valizimi yardım almadan taşıyorum
sonra taklidi bir hayatı bırakıyorum ama nereye?
hangi insan giyecek onu
hem zaten ben de başka bir taklidi hayat giymeyecek miyim üzerime.
belki biraz umursamaz olmayı denerim
sonra belki bencil olmaya çabalarım
olur mu dersiniz?
kulak verin, tanrı olmaz derdi buna.
kelimeleri sevmişken yazmalı bugün.
ve yaşarken yaşanmalı
bence yaşamak pislik doludur.
ter, kan, insanların koltuk altları mesela.
sert kahve sevmiyorum demiştik
valizimi kendim taşıyorum ve sert bir kahve içiyorum.
ter içindeyim,
içimde kan akarken
ve bugün,
pislik içinde yaşamayı sevmeliyim.
bihuş
2021-11-23T18:06:51+03:00Yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Mutlu ettiniz.
Rana Sezgin
2021-11-23T00:13:17+03:00Güzel başladı ve sonu da güzel bağlandı bence. Kaleminize sağlık. :)
Mısra Ergök
2021-11-22T22:37:06+03:00Gerçekçi bir şiirdi, üslubunuzu özellikle beğendim. Elinize sağlık. :)
Melik
2021-11-22T22:23:31+03:00Çok hoşuma gitti :) tebrik ederim.