Anlatmaya utandığım dertlerim var artık, anlamsız gözlerden zevk alıyorum, kimseye zararı dokunmadan yapılan fedakarlıklardan, amaçlarım farklı olsa da, değişse de düşüncelerim eskisiyle aynı ve bu acıtıyor. Ellerim uyuşuyor. Soğuk, soğuk güzeldir, canlandırdığı anıların yarattığı gülümsemenin arkasından gelen sessiz gözyaşlarımdan zevk alıyorum. Korkularımı sordular, bana değil, herkese! Düşündük, çok fazla insandık ve aynı anda korkularımızı düşüncelerimizin içindeki hapishaneden çıkarıp kağıtlara yazdık. Saatin sesleri gibi hissettirdi ama geriye akıyordu zaman, hızlıca. Geçmişe dönmedik. Tanımlayamadığımız iğrenç zaman algısında kısıtlı kaldık. Gözlerine baktım. Soğuk dışarısı, sen üşürsün gibi bakıyordu ve aynı anda kilometrelerce uzaktan yankılanıyordu bu ses kulağımda. Duymak istediğim her şey duymanın azap çektirdiği her şeyle beraber geldi bugün. Yokluğunda açan cehennem çiçeklerin yanışı bile lezzetli geliyor. Ve kabullenilmeyecek bir sorun doğar bu gece. Özlem duygum içimde bitiremediğim tek şey her gece, her sabah, her yemek vakti, her yürüyüş vakti, her okul çıkışı, her odaya giriş saati, her bekleyiş... bekleyiş... Ben seni bir daha hiç göremeyecek miyim?