Soğuk ve soluk bir mezbaha. Türlü türlü hayvanlar asılmışlar tavana. Kiminin kalbi sökülüp alınmış göğsünden, kiminin de bağırsakları çıkarılmış miğdesinden. İğrenç olmak üzere olan bir koku var içeride. Sanırım bir iki saat daha geç gelmiş olsaydık kıpkırmızı suratlarımızla bir köşeye kusuyor olurduk. Kahverengi duvarlar ve boyanmamış çimento rengi bir tavan. Pas tutmuş direkler duvara dayandırılmış. Kancalar asılı direklerin tuttuğu gri demir boruda. Kancalara ise yüzülmüş içi boş hayvanlar asılmış. Boğuk ve tiksinç bir merdiven altı mezbahası. Adımlarımız yankılanıyor cansız odada. Her adımda gerilim tırmanıyor doruğa. Yürüdükçe omuzlarımız sürtüyor çırılçıplak kalmış domuzlara ve atlara. Ölüm çökmüş odanın en sonuna doğru gidiyoruz. Zaten pek de geniş değil bu oda. Ama ayak bileklerinden asılı bu hayvanlar engelliyor hedefimize gidişimizi. Her defasında temas ediyorduz etten dubalara. Nihayetinde varıyoruz odanın sonuna. Son hayvanı da çekerken çıplaklığını hissediyorum. Ölü bir ceseti. Çiğ etin içimdeki vahşi ve ilkel adamı nasıl canlandırdığını hissediyorum. Ve omzumu sürtüp geçtikten sonra karşımdaki duvara bakakalıyorum. Bir kadın siilüeti görüyorum karşımdaki duvarda. Tavandaki ışığın titrek ve yetersiz ışığında. Bağırsakları ile boynundan tavana asılmış ve organları karnından tıpkı bir hayvanmışçasına boşaltılmış. Yüzü kanlar içinde bir insan görüyorum. Burnu kesilmiş ve dudakları ısırılarak koparılmış. Kollarında kırbaç izleri görüyorum. Ve vahşeti boğazındaki dikenli tellere bakınca hissediyorum. Simsiyah saçlar kendi kanına boyanmış. Masum beyaz teni ise morluklarla donatılmış. Sanki ölene kadar ruhu karanlık bir varlık tarafından sömürülmüş gibi. Yüzü en korkunç kabuslarda erişilen ifadede kalakalmış. Dövmeler var göğüsleri üstünde. Ve bacakları baştan aşağı sanki bir köpek tarafından parçalanmış. Karanlıkta kalmış aciz bir kul. Vahşetin kurbanı olmuş bir İsa bedeni gibi. Ellerinden duvara çivilenmiş. Kurban edilmiş bir hayvan gibi. Korkudan dışarı fırlamış çakır gözler gösteriyor işkencenin coşkusunu. Paramparça olmuş ve sanki kopacakmışçasına sarkmış yüzünden çenesi. Tanınamaz hale getirilmiş bir insan cesedi. Canı çekilmiş sanki insan üstü bir varlık tarafından. Organları dökülmüş betona, darmadağan olmuş karnından. Ciğerini ve kalbini görüyorum üst üste yığılmış bir şekilde. Ve sanki her organı ayrı bir kan gölü içinde. Bir vahşetin izlerini izliyoruz nefes alınamaz bir gerilim içinde.