bir sese ihtiyacım var

avuçlarımda renksiz lâl

çaprazımda oturan

benimle yaşayan birkaç hatıra

dağlar deviriyorum biraz nefes alabilmek için

artık benim yuvam izmihlal


eksikliğini;

gökyüzüne adadığım ellerimi,

semaya çevirirken,

yüzüstü bırakıldığımda anladım.

dedim ki;

ben terk edilenim.


yaşam, ölüme meftun

birbirine karışan bedenler gibi

simsarların dilinden anlayan simyacılar

cehennem çiçekleri toplamak için

çarmıhı baştan düzenliyorlar

yok olmayı hayal eden karanfiller kan yeşeriyor


muhterem melankoli

hayâlardan sıyrılıp

özüme lanetler eder gibi

eskiçağ senaryolarına mahkûm olup

kelebekler uçuyor kavanozlarımda

hüznüm can veriyor tırtıllara


tanımadığım onlarca ağrı

enkaza dönüşüp

devriliyor üzerime

sonunda enkaz ben oluyorum

vedaların dilinden anlamak için

kanını değistiriyorum kalbimin


umudum yok benim

bu yüzden yeni tanrılar yarattım

bir de bu ıssızlık

içimi soğuttu

yabani otlar muhteris

her şeyi tüketmeye


yapıta dönüştürdüğüm bu kayboluş

eski benliğini hatırlamak için

uğraşırken

yok olmak tesellim oluyor

çünkü böbreklerim

hayata bağışlanmaktan vazgeçmiş


belleğimi tozlara yazabilseydim

daha mutlu olurdum şüphesiz

üflemem yeterli olurdu

bu zihinden kurtulmak için

tekrar tekrar beynimi kemirecek şimdi

seni yakınımda hissedemeyişim