Senin geçtiğin her sokağın kaldırımına,

Diphylleia grayi ektim ben.

Gelmezsen,

Yağmurla ıslanacak çiçeklerim olurdu.

Beni öyle özlediğin zamanlarda ki,

Özlemini bile kaldıramayacağım.

 

Sessizdi gidişi,

Rimbaud'un esrik gemisinden bile.

Cehennemin tam ortasına kendini bırakacak kadar

Yalnızdı...

 

Sessizdi gidişi,

Sevişen her insanın içindeki tutkuyu öldürmek için terk ettiği.

Mayıs gecelerinin acı dolu sonu gibiydi sevişmesi...

 

Ve şimdi,

Vuslatın yeryüzü dudaklarında son öpüşünü taklit eden

Yabancı bir öpüş gibi geleceğini bilerek,

Sana dokunmanın imkansızlığıyla

Yandığımı söylemek istiyorum.

 

Ya da

Seni Seviyorum…