Çağdaş ‘‘türk‘‘ usulü milliyetciliğin/ırkçılığın mahiyetini 

anlamak için birkaç koşul var:


1. Bireysel ve toplumsal geçmişle 

yüzleşebilmek için motivasyon


2. Türkçülük ideolojisini, merkezine 

koymuş sosyal çevreden, devlet 

kurumlarından, organizasyonlardan, 

işverenlerden öncelikle ekonomik sonra 

duygusal bağımsızlık


3. Doksan ve üstü İQ 


4. Okuma yazma yetisi ve alışkanlığı


Bunlardan en az ikisi sizde varsa, 

yazacaklarımı okuyabilirsiniz. 


Kişi ancak emek harcadığı şeyle gurur

duyabilir. İçine hasbelkader doğduğu,

kendi seçmediği bir topluluğun üyesi 

olmaktan duyulan gurur veya utanç 

insanın kişisel zafiyetidir.

Büyüklenmeye girer.

Büyüklenen kişi, yetersiz ve hasarlı 

algıladığı benliğini inkar eder, onun yerine 

sınırsız üstünlük, başarı, iktidar, şöhret,

zenginlik, güzellik, yenilmezlik,

acımasızlık fantazilerine dayalı sahte benliği koyar. 

Sahte benlik iki karakter özelliği için 

ideal bir zemin sunar: Kabaca 

faşistlik bir kültürün üstünlüğünü 

savunmakken ırkçılık bir türün üstünlüğünü 

savunmak demek.

Sahte benlik sürekli acı çeker çünkü hayranlığı arzular

sevgi görsede faydalanamaz.

Acısıyla yüzleşmeyen insan 

büyüyemez ve bu acıların birçoğu 

nesilden nesile miras kalır. Onun için 

birey olmanın zorluğu sırf kendi travmasıyla 

değil toplumun ona yüklediği acılarla da 

başa çıkma zorluğudur.


Tıpkı bazı insanların allahlarından başka 

birşeylerinin olmaması gibi bazı insanlarında

türklüklerinden başka birşeyleri yoktur.

Ne itibar, ne para, ne şöhret, ne kariyer, 

ne de o kişiyi anmalı kılan derin insan ilişkileri... yoktur.

Bu insanların faşistliğini 

onaylamasamda bir nebze takmıyordum.

Hepimiz hayatı birşekilde 

anlamlandırmak zorundayız ve herkes 

ona imkan sunan şanslı bir aileye doğmuyor.

Asıl sorun sıradan insanlar ve kitle değil. 

Sorun saymakla bitmeyen taa 

askercilikten tutun,

politikacılıktan sanatçılığa, 

bilimcilikten showculuğa, 

gazetecilikten sporculuğa kadar 

yöneticilik yapan, karar verici 

konumda kanaat önderi diye geçinen 

elitlerin ırkçılığı. Bu seçkinler kitleyi manüpüle 

edip yönlendirir. Irkçılıklarının altında 

özentilik yada özendiği medeniyetleri 

reddeden kompleksleri vardır. 


Bu seçkinlerin hemen hemen hepsi iktidarın ve gücün ortağı. 

İtibarlarını veya zenginliklerini de 

satatükoyu savunmalarına yada ona sesiz kalmalarına borçlular.


Türkiyede ırkçılık yok onun yerine milliyetçilik var.

Çünkü türkiyede ırksal farklıkık görünür değil.


Türk olduğu üstünde ciddi vurgu yapma ihtiyacı duyan 

bununla gurur duyan hemen hemen herkesin  

iki nesil ötesine giderseniz daha gerçekçi bir resim 

edinirsiniz. 


Araçsallaştırılan ve suistimal edilen

ama birleştirici olmayan bir kimlik.

Türklük dairesine bugün dahil olmuş herkes

yarın öbürgün iktidar değişince çok rahat 

başka bir kimliğede angaje olacak kadar

pragmatisttir. Gürcüsünden, lazına, balkan 

göçmeninden ermenisine, rumundan arabına,

zazasından kürdüne ve alevisine kadar.

Türklüğün inkar ve asimilasyon

üzerine kurulmuş olduğunu kendini türk 

gören birinin bilinci bilmesede bilinçaltı bilir!

Fanatizmin kökeni yada kraldan kralcılık böyle

bakınca daha yerine oturuyor..


Aslında en belirleyinci ve önemli olan husus

1000 yıl önce ne olduğunuz da değil.

Şuan şimdi burda hangi hakkınızın 

kimliğinizin gasp edildiğidir.

Bir aptallık ve açgözlülük 

göstergesi olarakta türklüğüyle bunca 

övünenlerin diğer halklara kendi varoluşlarını 

savunma hakkını bile fazla görmesi 

tam bir asaletsizlik örneği!


Kurt sembolü türklüğü etnik bir kimlik olarak tanımlayan 

ülkücülerin yücelttiği mite dayanmakta. 

Yani kökenci (ırkçı) bir sembol.

Toplumun gerçeğini ne genetik olarak 

ne de kültürel olarak yansıtmıyor.

Sadece bazılarının iktidarını ve statükoyu 

pekiştirmek için kullandıkarı ırkçı bir mit.

Düzenin değişmesini istemeyenlerin angaje

olduğu bir demirbaş.


Türk tipi ulusalcılık ikiyüzlülük üzerine kurulu. 

İşine gelince vatandaşlık bağından bahseden ama yeri gelince aleviyi şaman azeriyi soydaş yapan. 

Yani kökenci ve dışlayıcı reflexlerini hiç vazgeçmeyen bir ideoloji. Sanırım dünyada tamamlanmış etabile olmuş üç beş ulusalcılık var. Biri işin kaşifi Fransa diğeri ABD, diğer tüm devletlerde ciddi sorunlar var ve illerinde bu sorunlar o devletlerin kaderini belirleyecek.


z.a temmuz 2024