Çok zaman geçmişti üzerinden, tam iki yıl sonra tekrar buluşacaklardı. En son onu gördüğünde kalbinin nasıl deli gibi attığını hatırlıyordu. Hep ona karşı bir şeyler hissetmişti, ama bir türlü söyleyememişti, hep kendini tutmuş, arkadaşlıkları bozulur diye düğümlenmişti o sözler boğazında. Bugün buluşcakları mekanda, ona içinde sır gibi sakladığı hislerini söyleyip kurtulmak istiyordu, artık bu yük ile yaşamak istemiyordu, en azından ben şans istedim ama o bize bir şans vermedi diyebilecekti, sonra kalbine gömüp o kasvetli hayatına devam edecekti. Mekana yetiştiğinde, içerdeki salaş hava ile çok güzel bir atmosfer karşıladı, 90’lardan bir sezen aksu şarkısı çalıyordu mekanda. Pencere kenarındaki masaya kurulmuş, pencereden karşı kaldırım üzerinde yağmur altında koşuşturan insanları izlemeye kuruldu. Öylece daldı gitti bir süre, sonra masanın yanında beliren garsonun; “beyefendi sipariş vermeye hazır mısınız?” sorusuna önce hiç bir tepki veremedi sonra hafiften silkelenerek “birini beklediğini, gelir gelmez siparişleri vereceklerini” söyledi. Saatini kontrol etti, neredeyse burda olması gerekiyordu, saat tam sekizde buluşacaklardı, çoktan saat sekizi geçmişti, pencereden yoldaki bir gıdım hareket etmeyen arabalara bakıp; “belkide trafikte kaldı” diye düşündü.