Akıllı teknoloji ile şoförsüz yolcu otobüsünde seyahat halindeyim, belli duraklarda insanlar iniyor, sanki binen yok gibi. Çok katlı bir yapının içine giriyoruz, adeta çok katlı otopark gibi, ancak her virajda biraz daha sağ tarafa boşluğun olduğu yere yaklaşıyor saat yönüne doğru dönüyoruz. Bariyerler ve hafif kaldırım taşları engel sadece. Artık o kadar yaklaştık ki arka teker son dönüşte kaldırıma çıkıp inmeye başladı. Ve arka kapı açılıp kapanmaya istemsiz yere. Yine dönüş sırasında teker zıplayınca beni de zıplatıp kapının önüne serdi , sanki inecekmişim gibi araç durdu ve indim. Şaşkındım inmem gerekmiyordu ama indim. Şaşkınım hala, bu arada otobüsün kapısı kapandı harekete geçiyor ve o an dikkat ettim otobüsün sağ tarafı neredeyse bariyerlere sürtecek çünkü kaldırımın üstünde tekerler. Hemen hamle yapıp kapıya vurdum bağırdım diğerleri uyarmak için, ama yetmedi sesim. Otobüs harekete geçti bariyerleri bir hamle ile kırdı ve boşluğa doğru düşüyor aman Allahım ne yapacağım heyecan stres korku panik çaresizlik hepsi üzerimde. Sanki birisi fısıldadı ensemdem koş koş koş.... diye.
Koşuyorum sonsuzluk aleminde aşağıya doğru, düşen otobüsün nefesimi kesen kara dumanı ve ciğerimi delip geçen ince tiz çığlıkları. Sonunda ulaştım en kaza, birileri daha görmüş aşağıdan gelmişler. Yaşayan kimseler yok. Yetkililer etrafa doluşurken, gelen polisleri görenler nedense kaçışır oldular anlamsız yere. Bense hala o tarifsiz derinlikte kendime ne olup bittiğini anlamlandırmaya çalışırken, aslında önümde duran hayatın bana bir kez daha verdiği şansı anlıyorum. Şimdi buruk bir sevinç ve derin bir acı içindeyim...