Bugün hayatınızın son günü olduğunu düşünün. Bu dünya adına çekebileceğiniz her şey için son yirmi dört saatinizin olduğunu.

Yarın sözcüğünü bir daha asla kullanamayacağınızı, bir daha hayatta olamamanın hissettireceği tüm duyguları düşünün.

Ne yapardınız mesela? 

En sevdiğiniz kitapta altını çizdiğiniz cümleleri tekrar okumaz mıydınız?  Mesela en sevdiğiniz yerlere gidip orada fotoğraf çekilmek yerine hatıralarınızı gözden geçirmez miydiniz? Paslanmaya yüz tutmuş her duygunuzu açığa vurmaya çalışmaz mıydınız? Göstermek istemez miydiniz benliğinizi arkasına saklandığınız her maskeden sıyrılıp insanlara? 

Kızdığınız, kırıldığınız her şeyi geride bırakmaya razı olmaz mıydınız? Kalbinizde yük olacak her kötü duygudan arınmak, ince bir tebessümle tüm yaşanmışlara bir af dilemez miydiniz?

Her şeyi son kez yapmayı bilmenin insana vereceği tesir. Tüm sihir bu aslında “son kez” olduğunu bilmek.

Bu hayata ilk geldiğimizde başlangıcımızla birlikte emin olduğumuz tek şey bir sonumuzun olduğudur. Peki insan tek emin olduğu şeyi neden yok sayarak yoluna devam etmeye çalışır ki?

Geçtiğimiz yolları kaç defa daha yürüyeceğimizi bilmiyoruz, kaç defa güneşin doğuşuna şahit olacağımızı ya da en sevdiğimiz şarkıyı en son ne zaman dinleyeceğimizi bilmiyoruz

Dostumuzun yüzündeki tebessümü bir daha ne zaman göreceğimizi, annemizin pişirdiği yemeği en son ne zaman yiyip babamızla geçireceğimiz en son günü bilmiyoruz.

Diyorum ki hayatlarımızı sonlara mağlup etmeden önce biraz durulalım. Bakmakla birlikte görmeyi dinlemekle birlikte anlamayı bilelim.

Yenik düştüğümüz zaman kalkmanın kalktığımız zaman da düşmenin ne demek olduğunu bilelim

Esareti olduğumuz duyguların prangalarından kurtulalım. Zamanı geldiğinde vazgeçmenin mağlubiyet değil kazanç olduğunu, affetmenin aciziyet değil büyüklük olduğunu, sevmenin yenilgi olmadığını, var olmanın aslında yok olmak olduğunu bilelim .

Yaşamak elimizde, besleyip büyüttüğümüz her duygu bizim bir nefesimiz. Kalbimizde hangi duyguları yer edindirirsek hayatımız bize onu sunar.

Zor olan yaşam değil zor olan insan.

Bir gün her şeyin biteceğinden emin olarak yaşıyoruz ya da yaşamaya çalışıyoruz. 

Hayatı sizi mutlu edeceğini sandığınız emellerinizden uzak tutun kızmak yerine kabullenmeyi tercih edin.

Başlangıcı ve sonu olduğundan başka emin olduğumuz hiçbir şeyi olmayan bu hayatta adımlarınızı hesaplamak yerine size sunulan her türlü manzaranın tadına varın.