ısırmamışız gibi aynı kırmızıyı,

elmacık kemiğime rüzgar kabza.

ulan dikildim burnunun dibine,

önce yara, sonra tekne…

ama hala çıt yok.

ve yeterinceden fazla alkol kokan ağızlar, birbirine girecek bir hışım.

şehrin ritmine ayak uyduracak nabızlar,

bu zamanı ne ilk ne son kırışım.

sarılacak çarşafa, duman olacak.

bu birbirine misafir iki insan,

elinin tersiyle okşanamamış tüyleri adına  her günden intikam alacak.

bu, gerçekleşmemek üzerine yapılan planlar kadar gerçek.

ama elbet biri boş ver’cek.

o vakte dek, gök zemin.

tekrar yabancılaşana kadar eylemekten yorgun düşülecek.

boş verilmek bile planın parçası.

evet, ortada bir plan yok ve hepimiz dürüstüz.

bu dans hepimizin.