Son nefesimize kurulurken Azrail

en güzel an(ı)larımız eksilecek benliğimizden

yükünü boşaltan bir Mitralyöz gibi alırken bedenleri 

bizler teslim edeceğiz kendimize ait o tek emaneti

ve sonra kapanırken artık gözler

terazinin ağır tarafını kusmak kalacak geriye sadece


Birer ikişer sonsuzluğa doğru kaybolurken nefes 

ve geçilen tüm o şeritler anlamsızlaşıp döner de serde

gelsin kapımın önüne gayri ihtiyarı bir huzur

bulutların arasından belli belirsiz hareler halinde inerken güneş

rahatsız etmeden kimseyi süzülsün camımdan içeri

Ve essin yüzleri yalayarak son kez rüzgar (en azından benim için)

ve alıp götürsün tüm çaresizliğimi


Donuk ve boş hüzün yayılırken tüm odaya

bunun adı kabulleniş olmasın istiyorum

ne benim ne diğer sakinleri için tüm bu beyhudeliklerin

anlıyor musunuz?


en güzel çiçeklerin kokusunu çekerken ben içime 

hangi mevsim bilinmez

Belki bir lotus, yasemin 

ya da bir hanımeli

bu hikaye bitsin istiyorum...