Hiçbir zaman anlayamadık seninle bu hayatı
Yollarımız kan kokulu geçitlerde kesişti
Ben, bir bardak su ile pervazda durup
Vicdanını nasıl öldürdüğünü izlerken
Kanun gibi dökülüverdi dudaklarımdan
“Vicdan, su kadar mühim
Dünyayı ayakta tutan yegane şey”
Bilmezdim yönümü
Güneş sabahları yatağımda doğardı
Bu yüzden parmaklarından ayaklarının ucuna
Kendime bir yol çizdim
Soluklanmak için karnında dinlenip
Kasıklarına yaslardım başımı
“Bir mahalleye binlercesi gömülürken
Neden göğüs kafesine gömmedin beni?”
Kasım ayını kaptırdık
Bizim için haziranda aşk başkadır
Sıcak sulara bırakıp bedenimizi
Akdeniz’in ortasında uyanırdık
Fakat!
Ben sana pahalı markalar önünde veda ettim
Veda sarılması bile eksik kaldı
Şimdi o eksiklerle bir adamı diriltmeye çalışıyorlar
“Son kez, veda etmek için sarılmak bile
Devlet hastanesinde güzel bir haber almak gibi olurdu”
Aynalar yansıtmaktan çok
Ben onlara kendimi gösteriyorum
Aynadaki yansımam bile
Yalnızlığımı komik bulup bana sırtını dönüyor
Yaşadığım sancı
Tüm oyuncu camiasını kıskandırıyor
Adımı sesleniyorlar, son sahnem yaklaşıyor
Bu, adamın toprakla bir olup sonsuzlaştığı sahne, diyor
Ekliyor,
Bu son makaramız, tekte ölmem gerekiyor
Yönetmen koltuğunda 99 tane isim yazıyor
Işıklar açılıyor ve yalnızlığım başlıyor
Son kez seni düşünüp
Korkakça tetikliyorum kafama
Biri sinirlenip bağırıyor
“Kestik!”
Sensiz ölmeyi bile beceremiyorum.
Jean Valjean
2020-05-31T17:51:47+03:00Kaleminize sağlık. Genel itibariyle güzel bir şiir olmuş.