Ufkun müphem çizgisi,

Yüreğe değince birden,

Yaralar kanar.

Gök bile sızlar acısından.


Sözler saklanır kuytu köşeye.

Gözler ağlar çığlık çığlığa.

Giden geminin dumanı,

Doldurur boğazı...


Dalgalar sahile vurur.

Fırtına kopar, yüreğin tenhâ şehrinde.

Kara bulutlar gelir, sinsice.

Sona erer gün,

Uğultular, kulakları sağır ederken.


Gözler fersiz...

Hayâller hayâl olmuşken,

Akıl yine kesâfetiyle.

Yılgınlık bu,

İçimde binbir hasret...


Zamânsız bir illet,

Yolda kalmış bir sûret.

Diyâr uzaktır, yürek dermân arar.

Bilmem, bu kaçıncı sonbahâr?