sonra ne oluyor biliyor musun? bir gece başını yastığa koyduğunda vazgeçiyorsun her şeyden. tüm olurlarından, olacaklarından. kendinden vazgeçiyorsun. dile gelmeyen kelimelere kelepçe vuruyorsun, kendine doğrulttuğun bıçakları körelteceğine demire vura vura sivriltiyorsun ucunu. sonra canın bedeninden kanaya kanaya çıkıyor çınar. insanın ruhu kanar mı sen söyle. bitsin istiyorsun her şey. şu eşiği dönünce her şey bitecek diyorsun ama o eşiğin sonu hiç olmuyor. ulaşamıyorsun. her şeyi susturuyorsun ama kafanın içindekine söz geçiremiyorsun. sonra tam köşeyi dönecekken bir çiçeğin güzelliğine aldanıyorsun. bak o kadar koştun, dizlerin kan revan, ellerinde pas kokuları ama sen çiçeği incitirim düşüncesiyle dokunamıyorsun bile. tohumunu bahçene ektiğin çiçeğin yüzü hep karşıdaki mezara dönük, dalları yan bahçeye sarkmış. sen, güzelliğine aldandığın her şeyden oluk oluk kan kaybediyorsun. sonra ne mi oluyor, yüzü mezara dönük olan çiçeğin büyüdüğünde sana değil yan bahçeye meyve veriyor çünkü dalları hep oraya sarkmış. seninse yüreğine dikenlerini sarkıtmış. yüzü mezara dönük ama toprağına tohumlarını eksen filizlenmez çınar.