Kendimi güçlü olduğuma inandırmışım, hassas yanlarımı törpüleyeli çok olduğuna

Güçlü olmak için sert ve katı olmaya, sürekli savunmada kalmaya, gerektiğinde saldırmaktan gocunmamaya kendimi zorlamaktan yorgun düşmüş ruhum

Geçmişten aşina olmadığım cesaret mefhumunun, mütemmim cüzüm hâline gelmiş korkularımı sonunda yendiğine inanmışım

Dünyaya ve insan olmaya dair korkunç gerçeklerden artık o kadar da etkilenmiyor olduğum sanrısına kapılmış, derimin kalınlaştığını varsaymışım

Oysa en ufak bir kötülük tezahüründe dahi kalbimin acıdığı, bu dünyayı cehennemden saydığım gerçeğine gözlerimi kapamışım

Kendi tuhaflıklarımla barıştığımı, bu dünyaya alıştığımı sanmışım

Meğer bu dünyaya ait en minimal oluşumların içinde bile uzaylı gibi hissedişlerimi bir peçetenin arasına koyup katlamış, o farkındalık anlarına kayıtsız kalmışım

Yalnızlığımın tamamen benim seçimim olduğuna inanmışım, bu konuda iradem olduğuna, sözümün bir hükmü olduğuna

Yalnızlığımın çıkış noktasının mecburi olduğunu unutmuş, hayatın beni ittiği yalnızlık çukurundan bir şekilde keyif almak ve durumu kabullenmek üzere kendimi teselli ettiğim gerçeğinin etrafından dolanmışım

Geçici olduğuna inanmışım bir de

Bunun bir süreç olduğuna, yalnızlığın hayatımdan bir gün çıkıp ve de çekip gideceğine inanmışım

Bir şekilde yolumu bulacağıma ya da yolumu yapacağıma dair hayallere kapılmışım

Nereye hareket edeceğimi bilemez vaziyette, varlığımı iyice daraltarak öylece duracağımı ve ne olduğunu bilmediğim bir şeylerin gerçekleşmesini beklemekten başka bir şey yapamayacağımı hesaba katmamışım

İnzivaya çekilip kendimi tefekkürden tefekküre vurduğumda yeniden yapılanacağımı, bu dünyada eskisinden daha güçlü bir şekilde var olacağımı sanmışım

Belki kendime daha da yaklaşırken, bu dünyadan daha da uzaklaşacağım ve bu dünyaya uyumlanmakta hepten zorlanacağım ihtimalini atlamışım

Her yeni başladığım şeyle birlikte hayatımı toparlama aşamasına geçtiğime inanmış, geleceğe dair az biraz umutlanmışım

Oysa kendimi, içinde bulunduğum gerçekliğin acı gerçeklerinden bir süreliğine uzaklaştırmaktan ve oyalamaktan başka bir şey yapmamışım

Dikkatimi acıdan dağıtmak için kendimi bir oraya, bir buraya atmışım

Dönemlik uğraşlarımı hayat amacım sanmışım

Öyle bir benimsemişim hatta öyle bir sahiplenmişim ki onları, kendimi onlar üzerinden tanımlamaktan ve varlığımı onlarla sınırlamaktan kaçamamışım

''Bunlar olmadan yaşayamam...'' dediğim ne varsa, alıp götürmüş onları hayat benden

Onlarsız kalmışım, boşluğa düşmüşüm, onlarsız da yaşayabildiğimi görmüşüm

Onların yerini başka şeyler almış sonra ve onlar da gitmiş zamanla

İyi hissettirdiği için yaptığım şeyleri bile hırsla kirletmişim bir süre sonra

Amacından saptırmışım, nefsimi iyiden iyiye azdırmışım

Onların kaybıyla sarsılmışım, aklımı başıma devşirip bu sefer akıllandığımı sanmışım

Sonra aynı hataları yine, yeniden yapmışım

Bu sefer hata yapmaktan korkup seçimsiz ve eylemsiz kalmaya çalışmışım

Öylece duruyorum diye hiçbir şey olmuyor sanmışım

Oysa durağanlığın içinde bile devinim varmış meğer, sabitliğin içinde gerçekleşen bir dönüşüm

İçimden bir yerlerden mantığımı ve zekâmı sinsice yüceltip sessizce kibre kapılırken

Hakikatte sapla samanı fena karıştırmışım

Pek çok kez kendime aldanmış, kendi kendimi yanıltmışım

Meğer ben hep sonsuza yakın bir mışım...