Adam: Gitmek zorunda mıydın?

Kadın: Gelmesen olmuyor muydu?

Adam: Ben geldim ya da sen oradaydın ya da ortada buluştuk, ne önemi var, seviyorum seni.

Kadın: Sevmek çözmüyor hiçbir şeyi.

Adam: Olacakları biliyordun, beni biliyordun, imkansızlığımı biliyordun, razıyım her şeye demiştin.

Kadın: Değişir zannettim bazı şeyler, kahretsin.

Adam: Değişmeyecekti, değişmeyecek, umut etme, umut nedir?

Kadın: Umutlar tükendi, zamanım kalmadı. Zaman nedir?

Adam: Sonsuz nefesimdir öpersem ulaşabileceğin. Peki ya uçurum?

Kadın: Uçurum yüreğimde ve seninle el ele tutuşup atlamayı hayal ettiğimdi. Ama artık kendim gidiyorum çünkü ben ölüyorum adam.

Adam: Ben zaten ölüyüm.

Kadın: Öyle değil gözümün nuru, ben fiziken de ölüyorum. 

Adam: Olamaz, şaka yaptığını söyle.

...

Kadının gerçekleri anlatmasından sonra adam şoka girmiştir. Evden dışarı atar kendini. Yollarda bulmak ister aradığı cevabı. İsyan eder kaderine on bininci kez. Kadın hiçbir zaman onun olamasa da bir yerlerde nefes aldığını biliyor olmak onu rahatlatıyordur. Sigara yakar geceye karşı, bir düzine. Eve döner sonra, ona bağlanır görünmez kablolarla ve sorar:

Adam: Beni de götüremez misin, ya da al, canım senin olsun.

Kadın: Olmaz, senin gerekliliklerin var.

Adam: Bensiz olabilirler.

Kadın: Bu tek başıma çıkmam gereken bir yolculuk ve ne yazık ki ikinci bir kişiye yer yok tabutumda...

Adam: Özür dilerim ve teşekkür ederim (Kadın görmese de adamın gözleri dolmuştur. Adam ağlayamıyordur ama bu defa çok yakındır bulutların boşalması.).

Kadın: Ne için?

Adam: Yaşattıklarım için özür dilerim, yaşattıkların için de teşekkür ederim.

Kadın: Son bir şey söyle, ruhuma kodlayacağım, belki hatırlarım karanlıkta.

Adam: Seni seviyorum kadın.

Kadın: Seni seviyorum adam.

...

Adam ilk defa yıllar sonra ağlamıştır. Ama kadın bunu asla bilemeyecektir. Avcuna alıp gözyaşlarını incelemeye başlar, ağlayabilmesi bir mucizedir. Bakar, bakar... Kadını görmeye çalışır, onunla beraber hayalini kurdukları şeyleri de... Ağaçları görür; kuşları, yolları, öpüşen mutlu aşıkları, yağan yağmurdan kaçanları, rüzgarı görür; savrulanları, demli çay eşliğinde sohbet edenleri, vapurları, martıları, çocukları görür. Sonra da bir hastane odasında yatan sevdiği kadını görür. Halsiz bir halde son yolculuğuna hazırlanan kadını. Bütün zamanları aşan bir sevgi yollamak ister ona ama durur. İstese adam, kadına bir şekilde ulaşabilir, onu ne kadar çok sevdiğini tekrar tekrar söyleyebilir. Ama yapmaz adam. Kadının kararına saygı duyar. Sonra yüreğine bir tohum eker, bir fikir. O tohumdan yüreğinde bir ağaç bitirecektir, kocaman bir ağaç. O sonsuzluk ağacının altında bekleyecektir kadını sonsuza dek. Sonsuza dek...