Üçün yediye oranından daha büyüktüm bazen. Yoluma döşeli taşların kenar uzunluklarının çarpımı kadardı belki de hayatım. Matematiğim iyi değil. Sayı saymayı beceremem çoğu zaman. Misal, geçtiğinden beri kaç günü dizdim tahtaya bilmiyorum. Dengem de yoktur zaten. İp cambazlarına saygım sonsuz. Tabii tork ve momentumdan anlayanlara da. Yeni şeyler denemeyi seven ve bıkmadan sürekli deneyimlerini anlatanlar, bazen sinir bozucu bazen de hayret verici etkiler yaratıyor bende. Gökyüzüne fısıldayan herkes benim dostum. Dün gece seni duydum gibi. Gaipten de duyuyorum aslında. Sen bana güvenme bu konuda. Artık eskisi kadar matrak değil sözlerim, gerçeklik ara. Yanlış anlaşılan herkese üzülüyorum. Biraz da kızıyorum. Belki de sen gözüyle bakıyorum herkese ve anlam arıyorum. Kendilerinde öyle bir çaba yokken anlaşılır olmaları için dua ediyorum onlara. Dengemden bahsetmiştim, tahta ve günlerden de. Dün az kalsın dengemi kaybedip deviriyordum dünleri. Sıfırdan başlayacaktım az kalsın! Bugün diyecektim mesela, yarın ve sonraki gün diye sayacaktım. Saymada pek iyi değilim, onu da söylemiştim. Neyse ki özlemek gibi bir gaflete düşmedim.

Özlem, hissedilen geçmiş zamanın şimdiki hali.