İnsan sorgulamadığı zaman nasıl yaşar?

Otlaktaki masum bir koyun gibi. Çünkü o insan sanatı hiç görmemiştir. Sanat göze ve kulağa hoş gelmesi ile beraber aslında insanı zorla düşündürür. Sorgulamasını sağlar insanın. "Bu resim nasıl yapıldı acaba?" dedirtir başta. Sonra ressamın görüşünü araştırıp bir daha gözlemlediği zaman aslında sanatçının vermek istediği duyguyu anlar. Bir şairin şiirini bir defa okuduğumuz zaman ne demek istediğini anlamayız. Ancak onun sahip olduğu düşünce ve hayat tarzını kavramaya ve sorgulamaya başladığımız zaman bu oluşur. Kısacası, sanatta bir eseri sorgulamadan önce eser sahibini sorgularsınız biraz.


Gelelim günümüzdeki olayları sorgulama metodumuza. Aynı şekilde güzel bir icraat yapıldığı zaman "Eyvallah hemşehrim." deyip bunu kullanmaya mı başlarız yoksa tam tersi, bunun kaynağı nedir, nereden gelir, nasıl yapılmış, yapan ne amaçla yapmış diye sorgular mıyız? Birinci seçenek bizim halkımız için daha kolay ve uygun gözükür çünkü yapılan yapılmıştır ve onun işine gelmektedir. Pragmatik bir seçenektir yani. İşine gelmediği zaman ise sorgular ve saksıyı çalıştırmaya başlar sadece. Ama yapılan her kötü seçim veya icraat nasıl sorgulanıyorsa aynı şekilde iyi şeyler de sorgulanmalı. Hiçbir insanın mükemmel olmaması gibi aslında... Bu da insan yapımı ve doğal değil. Sorgulanması en muhtemel olgu.


Ama gelgelelim insanlar sorgulamayı bırakın gözüyle gördüğü, kulağıyla duyduğu olaya üç maymun oynayıp bir de yapılanı savunuyor! İşte bu beni deli ediyor. Nasıl olur da insan gördüğü, bırakın duymasını, bizzat yaşadığı bir kötü olayda saçma sapan bir şekilde sanki hiçbir şey olmamış gibi davranabilir? İşte bendeniz Fakir, bunu çok merak ediyorum ve hâlâ sorguluyorum. Darısı milletimizin başına…