Güzellik” algısını oluşturan standartlar tarih boyunca dönemin özelliklerine ve beklentilerine göre, farklı kesimler tarafından yaratıldı ve kontrol edildi. Güzellik kavramı; net, keskin kalıplara sığdırılmaya çalışıldı. Fakat bir yandan da, günümüzde toplum tarafından güzel kabul edilen bir insan, tarihin çeşitli dönemlerinde çirkin hatta şeytani kabul edilebilirdi. Akışkan ama keskin çizgilere sahip olan güzellik standartları algısının tarihi ve evrimi, şaşırtıcı ve ilginç detaylardan oluşmakla beraber, günümüzün güzellik algısını da sorgulatacak niteliktedir. Elbette her çağın bu güzellik algılarını kendi medya araçları ile birbirilerine aktardıklarını görüyoruz. Sözlü kültürün hakim olduğu dönemlerde kitleler için güzellik algılarını daha çok sözlü edebiyatta ve kültürel çalışmalarda görebiliyoruz. Fakat medya ve güzellik algısı konusunu konuşurken en etkili dönem olarak 2.Dünya savaşı sonrası günümüze kadar gelen  her nesli etkilemiş olan görsel medya ve bilhassa Televizyon kuşağı diyebiliriz .Savaşın getirdiği depresyondan çıkmak için “kutlamaya” geçen Amerika’da ideal vücut algısı da değişti. Kıvrımlı bedenler ve iyi beslenmiş erkekler yeniden çekici görülmeye başlandı. 1960’larda ise savaşlara olan genel bakış açısı ve kadının “ev kadını” rolüne tepki olarak ortaya “özgürlük” ve “eşitlik” gibi kavramlar çıkmış olsa da kadınlardan yine ince olmaları bekleniyordu. Erkekler ise takım elbiseleri ve “fit” görünüşleriyle dönemi temsil etmekteydi. Elbette bu yeni bir tavır olan güzellik algısı medya sayesinde zamanda ve mekânda geniş alanlara yayıldı .Televizyonun etkin gücü sayesinde bu güzellik kalıpları insanların beğenilerine sunuluyor , etkiliyor ve tüketim aracına dönüşebiliyor. Buna örnek olarak , aynı dönemde korselerin ince bel furyası sayesinde yok satması , kıvrımlı hatlar için gerekli olan diyet listelerinin ve spor merkezlerinin insanı şekillendirmiştir. Hemen ardından gelen 20 yıl içinde ise bilhassa 80’lerde hem erkekler hem de kadınlar, “ideal güzellik” standartlarını belirleyen güzellik endüstrisi tarafından etkileniyorlardı. Güzellik, 80’lerde spor ve beslenme çılgınlığı etrafında şekilleniyor ve atletik, şekillendirilmiş bedenler teşvik ediliyordu. Süper modeller, vücut geliştirme aletleri ve kabarık saçlar 80’lerin bir sembolleri haline geldi. Maalesef bu dönemde "Anoreksiya" vakaları artıştaydı ve “mükemmel” görünme baskısı sağlıksız bir takıntı haline geldi. Bu örmektense anlaşılabileceği gibi medya insanlar üzerinde algı yönelimi yaratabilmekte ve insanların yaşam şekillerini davranışlarını değiştirebilmektedir. Sosyal medya ülkemizde özellikle genç nüfusun büyük ilgisini çekmektedir. Film ve dizi sektörünün gelişmesi ile moda ve güzellik algısı günümüz algılanmasına etki etmektedir. Yaz dizileri, yabancı diziler ve filmler buna referans olabilir.

Sosyal medya aracılığı ile pek çok platform sektör hatırı sayılır bir şekilde milyonlarca kitleye ulaşmış ve gelişim kaydetmiştir. Son yıllarda güzellik sektörü girişimcilerin bir hayli ilgi odağı olmuştur. Kozmetik sektörü sosyal medya aracılığı ile popülaritesini artırmaya devam ediyor. Hal böyle olunca gözler modaya ve günümüz güzellik standartlarına çevrilmiş durumdadır. Instagram, Tiktok ve Youtube gibi uygulamalar bu konuda başı çekmektedir. Son 15 yılda güzellik standartlarının belirli ölçüde değişiklik gösterdiğini görmekteyiz. Özellikle bir çok İnflucer'ın giyim, kozmetik, bakım gibi içeriklerinin bunda etkisi fazladır. Günümüzde pek çok ünlünün liderliğinde her geçen gün güzellik algısı değişmektedir. Estetik sektörü her zaman varlığını korumayı başarmıştır. Özellikle son birkaç senede zirveye oturduğu söyleyebiliriz. İnfluencerlar ve ikonik isimler sayesinde belirli ölçüler oluşmuştur ve insanlar bu ölçüleri baz alarak bıçak altına yatmaktadır. Dolgun dudak, belirgin elmacık kemikleri, çıkık popo ve kalkık kaşlar en çok öne çıkan cerrahi işlemlerdir. Son zamanlarda ise yanak alma ve germe işlemleri belirgin çene hattı gibi uygulamalar popüler hale gelmiştir. Belli ki zamana ve zamanın şartlarına göre güzellik algısı da değişebilmektedir. Ve Medya araçlarının gelişmesiyle gittikçe daha toplumsal bir anlam kazanmaktadır.