Bilenler bilir çok gizli bir hikaye vardır, her yerde yazar.

Geniş çayırlarda, okyanuslarda,

tüm dalga boylarıyla tanışık, selamı ve sabahı,

dikey, yatay, dairesel yörüngelerle hem ve de boyutsuz

sonsuz-ca makamlı bir türküyü mırıldanarak durmadan,

buyum çünkü bu, bu çünkü böyle olduğundan, diye diyen

bir kendi.

bildiğini okuyor ve okuduğunu biliyor.

ken,

 

adım adım-larken

tir, tir,

üşü üşü.

 

Ama rahat, rahat ama.

 

rahat,

soyu rahat.

 

Tir-içre Ü sonsuz kendiliğine Ü lendiği dansında.

Sürünen Ş yi görüyor da bulamıyor manasında.

İlk-ilişik titremeyi titreştiğinde ilk -üşü-

Coşkuyla kabullendi konumlandı üşüyüşü.

Adım, adım,

Her yeni an,

Üşü üşü

Tek tir de.

 

Adım adım-larken,

soyadı Akın’

 

Bir elmayı dişlediğini gördüğü bir düşten.

Uyanıyor da Ş, hesap soruyor üşüyüşten.

 

Tarifsiz beşiği frekansın -izahsız- okyanusundan.

ve ölçeksiz -izanını- ölçekli diriltiyor uykusundan.

 

Adım

Adım-larken

Adımlarım oluyor.

Tirtir titrediği ve kurtulamadığı anlamsız bi üşüyüşle

yürüdükleri

ve yürüyecekleri yolu hayal edip duruyor,

yürüdüklerinde kayboluyorlar.

Soyadları Akın’

 

 

Ey!

sükûtu sükûnetini besleyen doygun meme.

Ey!

-ismi- kendiliğiyle fiilleyen mutlak isim-lilik.

 

 

Ben,

Hüseyin oğlu Rahmi’den olma

Hüseyin kızı Hidayet’ten doğma

Hüseyin

soyadım Akın’

 

-ismin sadece isimdir, diyor kalbim, öteden,

-soyadını takın.

 

2016 Tekirdağ