Alo, dedim, heyecanlı. Kızcağız dün aramış. Açamadım, malum bayram telaşı. İki laflarız, iyi olur, havadisleri vardır kesin. Çok uzun zamandır da konuşamadık, artık nedense. Hemen başladım anlatmaya olanı biteni. O az konuştu ama en çok o anlattı. Malum onda aksiyon bitmez. Daha dedim ne gelecek acaba başına, sonraki olayın ne? Böyle de denmez ki insan evladına! Toparlayamam da artık çıktı ağzımdan bir kere. Güldü ya da gülmeye çalıştı bilemiyorum. Telefon da çekmiyor ki doğru düzgün. Aman canım dedi, olur öyle şeyler. Kimin başına neler gelmiyor ki değil mi ama! Üzüldüm dedim, yanında da olamadık hiç. Olmak istedik mi ki, bilemedim.


Seninle sahnelerine baktığımız diziye de en baştan başladım, başrol kızı gördükçe sen geliyorsun aklıma, dedim. Bir de tavsiyelerini dinliyorum artık. Asıl bundan bahsedecektim sana. Ne kadar haklıymışsın aslında. Koptuk artık, çıkardım onu hayatımdan, kendime odaklandım. Derneğin temsilcisi oldum, günlerim de yoğun geçiyor. Galiba sonunda anladım kendi değerimi. Çok sevindi benim için, mutlu oldu sağ olsun. Başka biri için mutlu olmak çok yaygın değil bu devirde.


Tavsiyelerin, dedim tekrar. Meğer ne kadar doğruymuş. İnsan kendi yaşamadan göremiyor ki, dedi. Kendisi daha önceden fark etmiş bunları. Biz hepimiz sana ne kadar öğüt versek de sen bu raddeye kendin gelmeliydin, dedi. Bizim sözlerimiz adım attıramazdı sana. Attığın adımlarda kendin yazacaksın bu sözleri sonra bizi duyacaksın. (Duyuyorum şimdi evet.) Hepimizin derdi aslında aynı, dedi. Kendin yaşadığında duyarsın ancak tecrübe sözlerini. Sohbet ederken havada bir klasör açılıyor, sanki tüm tecrübeler birikiyor orada. Annen, ailen, arkadaşların... Sana derdini anlatan, seni anlamaya çalışan kim varsa... Sana ne anlattılarsa birikiyor o klasörde. Sen ilerledikçe açılıyor o dosyalar. Öyle yüzleşiyorsun tanıdığın insanların deneyimleriyle. O kadar doğru geldi ki bunlar şu anda bana... Sinirlendim, başka türlü neden olmaz ki dedim! Hâlbuki sen hepsini anlatmıştın, muhtemelen bunlar bunlar olacak diye! Benim tecrübemle sürdüremezsin ki hayatını, dedi. Ya da madem sen söyle, niye vaktinde dinlemedin sözlerimi? Cevap veremedim, cevabımı çoktan vermişti.


Bunları böyle anlatması ne kadar garip. Sanki her şey kolaymış gibi. Hüznünü gizledi biraz bu sefer, ben öyle anladım. Aynı zamanda pek de neşeli gördüm onu. İyi seyirler dedi, çok kaptırma kendini. Güldük, iki lafladık, iyi oldu konuşmak. Sana anlatacak şeylerim birikmiş aslında. İnşallah bir an önce buluşuruz dedim. Misafirler geldi, kapatıyorum.


Görüşürüz dedim, görüşmek üzere.