Bir feveranla başlıyor her şey

Taklit ederek şehrin gürültüsünü

Abartmadan nasıl anlatılır bilmeye çalışıyorum


Göğün yere indiği o gölgede

Hani şu ip uzattığın

Çocukluğuma


Bir basamak gibi

Ayağının altına serildiğim dünya

Kuşlara çatıyor sabahları sesim


Bak diyor

Öyle kallavi öyle kurşunsuz

Delip geçmeden duyulmalı tende


Etkili bir makamdan okunuyor

Suzi dilara şarkın

Çatık kaşlı ki usanmış benden hüzün


Şehre boyanıyorum

Gökdelenden düşüyor kerpiç evler

Taş bir evin avlusunda dağılıyorum


Karma bir yüz beliriyor

Elmacık kemiğinde nar dövmeleri

Diyorum ki ateşten ya da öpüşmekten


Sarılıyorum vapurlara

Akşam güneşini kıskanıyorum

Kandırılırken kubbeler ben ağlıyorum


Yanıç yanıç yürürken rüzgar

Boğaza doğru çelme takıyorum

Aklımda seni öperken beliren utangaçlıklar


Derdimi anlatamıyorum sabahın ilk saatlerine

Hakim bey kim çatamıyorum

Tutuklusun dedi apartmanlar


Eskrim seviyor ama 

Kılıç kalkan oynuyorum

Hacivat tellal olmuş ben de bağırıyorum


Uyanıyor saçlarım

Nihayet kazma kürekle 

Tüneller kazan gözlerime rehber oluyor


Seni sabahları yontuyorum

Öğlen sarılmak iyi

Gece kırıyor beni yıldızlar incitiyor


Yaltaklanıyorum şarkılara

Kimsiniz lan siz

Reddedemezsiniz ağlamaklığımı


Üstünü veriyorum 

Sarhoşluğu alıp

Üstü derken para üstü soyunamıyorum


Ya işte o gece

Teninde bir trenle

Tüneli arıyordum


Gel gel dedi

Sokağın başındaki lamba

Körsen de duyabilirsin anlatamıyorum


Kekik kattım şaraba

Tuzladım ellerimi

Akşama sana etimi ikram edeceğim


Son iki üç dört

Yakında bir kışla var

Terhis oldum nihayet diye rahatlıyorum


Seviyorum o harfi

Damağımdaki aroma mı yoksa dilin

Katil kalender ve sevdiğimsin


Eskiyorum

Yeniden uçuşan yapraklarla

Asfaltlıyorum yeri göğü evinin önüne kadar


Uzun bir şarkı

Attila gibi korkunç

Farkettin mi zaferlere doymuyorum


Kes lan diyorum hayallerime

Bir anda tamamlanıyor sonra

Kaldırım taşlarında çehren


Pitoresk bir yüzün var

Sevişirken ressam

Öpüşürken şair oluyorum


Kalemin kırk katırlık ağırlığı

Gecenin katran tonu

Yazınca uzun susunca kısalıyorum


Serkeş göğüslerine buyruğumdur

Bırak dilim sıra dağlardan geçsin

Söz geçiremiyorum


Hadi biraz esen kal

Biraz çoğal

Evet özlem o işte zaman denenle savaşım


Adınla uzuyor

Heceler

Düşün dolambaçlı bu yoldan sen bir geçsen


Kısa yazamıyorum

İstiyorum ki gece bile sarhoş olsun

Güneşi ben ayıltayım


Nasıl tutuldum sana

Kaslarım ağrıyor en çok da kanım

Hemşehrisiyim bu anlatılmaz soyut semtin


Son birkaç hece

Gel soyun

Seni kelimelerle ben giydireceğim


Şehre karış ve öngörüye

Rölyeflerdeki izler biziz

Unutma bu henüz karşılaşmadan önceki hikayemiz