spiritüel adayışlar çekiyor içim

bir adam uzayda, bir adam namazda

bir adamın cebinde hiç nakit yok

hoş kendisine sorsan hava hoş da

bir adam çok tok mesela

bir adam yalanlara inandırmış kendini

kendini dünyanın en mutlu insanı zannediyor

özetle

yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzere

ve insanlık

iyi şeylere olan inancını

kolektif bir şekilde kaybediyor


spiritüel adayışlar çekiyor içim

paragraf başıyım şu sıralar

bir ses var içimde

sürekli üçten geri sayıyor

geçmiyor günler

saatler, mevsimler

şubat sanki altmış yetmiş çekiyor

kanepesine uzanıyorum uykunun

arkada jane birkin’den bir şeyler çalıyor

inanır mısın

bazı geceler

bazılarından

çok daha uzun sürüyor


spiritüel adayışlar çekiyor içim

sana bunu nasıl anlatırım bilmiyorum

açıyorum ellerimi; allahım diyorum

allahım, çek kopar beni şu kokuşmuş dünyadan

kopar ve fırlat senin dahi bilmediğin yerlere

hesap günü uyanayım

ve hesap sorayım

ne var ki olmuyor

direkten dönüyor dualar cami avlusunda

kapanıyor semaya açılan eller

geldiğim yoldan geri dönüyorum

allahım, bazen çok kırılıyorum


spiritüel adayışlar çekiyor içim

tütsü yakmak, saç baş uzatmak

yaşamak telaşını unutmak çekiyor

affedersin sikeyim parayı pulu

sikmeli parayı pulu, diyorum

bir ses yaklaşıyor kulağıma o anda

ne paradan vazgeçiyorum

ne de tütsü yakıyorum

sen yoksun ya yanımda

işte bunu bir türlü çözemiyorum


spiritüel adayışlar çekiyor içim

sözüm meclisten dışarı fakat

bunları twitter’dan paylaşmıyorum

bir vazgeçiş hikayesi yazıyorum hayata dair

başrolde ben

sevdiklerim

ve vazgeçtiklerim

ahtapot gözlüm, tatlı su balığım

sözlerime son verirken

seni gözlerinden öpüyorum