Doğmayı hak eden ama yaşamını gasp ettiğim çocukluğumun laneti üzerimde. Hamlanmış parmaklarımın arasındaki kalemimden dökülen yazılar, derdime göre bir bardağa su doldurmaktır. Ben bu suyu içebilmek için sahura uyananlardanım. Ertesi gün oruç tutmak için değil, hazır herkes uyanıkken o suyu içebilmek için kalkıyorum.


Kefaletten sefalet yaşayan bedenimle, ferasetten kasavet üreten ruhumu sürahiye doldurup sudan kredi çekeceğim. Kefil isterseniz sahte mutluluğu olan arkadaşlarım ve yaşamı gasp edilen bir çocuk da var.


Not: Dağların tepelerinden karı indirelim, eritelim. Bir sürahi su çıksa yeter.