Yalnız ve yorgun bir kuşsun yaralı göğün altında 

konmaya çalıştığın her dal dikendir sana 

varmaya çalıştığın memleket hoyrat ve yabancıdır 

nasibin kalmamıştır şu karlı dağlarda 

kanadın değil kalbindir sana yük olan

 

uzun yola çıkmakla hükümlüsün 

yol tanıyor seni 

yoldakiler düşman sana

göz bebeklerin kan dolu güneşin acımasız ışığından 

göğsünde kan izi ruhundan akan 



genzini yakıyor artık Akdeniz’in tuzlu suyu 

pas tadı damağında 

sahil kenarı yeşilliklerin 

kapıları kapanmış sana 

gördüğün tek şey artık 

geleceğinin bulanık suyudur 


son bozgunda yıkılan yuvan yoktur artık 

ve o yuvada yaşayan sen.