Yoksul şehirlerde bölüştüm yüreğimi,
Dilsiz gecelerle dertleştim.
Bir kuş sürüsüydü damarlarımdan göçüp giden.
Melul bir tebessüm katlettim kadavra sevdalara.
Ne suydum Kerbela’da ne bir taş İntifada
Barut kokan bir düştüm yalnızca musalla taşında
Anadolu'nun kanlı rahminde yaşam sanrısı...
Çatlamış tenimde militan sevdalarınız çatışır.
Biri ölülerini avuçlarıma gömmüş gibi
Parmak uçlarımda mahşer kalabalığı
Derisi yüzülmüş inançlarımla
Halep yorgunluğu var omuzlarımda.
Yatırıp merhametinizi tatlı rüyalara,
Yaryüzü denen on iki oluktan geçtim, yalın ayaklarımla.
Bir dirhem derman çıkacaksa Dehaklara
Adanmış ömrümün toz tutmuş yılları;
Urgana geçirilsin benliğim,
Sallansın kent meydanlarında.
Gözlerimdeki yek damla yaşla
Boğacaksam kalbinizdeki firavun saltanatları,
Ölüm akmalı en soylu duygularımdan!
Oysa ben,
Size çocukça gülüşler ısmarlamayı düşlemiştim acılar pazarından
Kainatın soğuk yüzünden okşamak isterdim
Üç yüz dokuz yıllık derin uykusundan uyandırmak
Saraylar inşa ettim sizlere yüreğimde
Siz ise kör zindanlar kurdunuz zihninizde.
Şimdi dudaklarımda bir sürgün treni ile
Geçiyorum sizden,
Sevgilerimle...
Ömer Uzkaş
2021-03-05T12:14:54+03:00Teşekkür ederim Müge, bir nebze dokunduysa ne mutlu bana ☺️
Müge Kartal
2021-03-05T11:53:16+03:00Ömer, kalemine sağlık ben çok beğendim ve sevdim. Anlamlı bir şiir olmuş☺️