Evet, çok simit yiyen ve sonra çok da susayan bir martı gibiydim ta ki seni görünceye dek şehrimin sokaklarında. Ay öyle tüm bedeniyle camıma sarılmıştı sabah, zor bıraktırdım. Oturdum, oturduk, oturduk da secde edilen mekâna, düşündük dakikalarla. Bu evleriyle, kurumaya asılmış çamaşırlarıyla, susamış martılarıyla tam bir bardaktır gökyüzü. Ve evlenircesine yağar kimi zaman üstümüze. Açarım ıslanacak halimi ve ıslansın diye yağmurun altına sererim kendimi.

~