Neden mi sustum?
Kelimelerin kifayetsizliği çıplaktı karşımda.
Şişenin ağzında unuttum dudaklarımı.
Dilim bir yalana sürçtü.
Nefesimi sigaramın son dumanına armağan ettim.
Çığlığımı son manevi tecavüzüme harcadım.
En sevdiğim şarkıyı kulaklarımın kör noktasında unuttum.
Yağmur damlaları doldurdu ağzımı.
Öğrendiklerimi kendime saklamaktan,
Öğrenilenin tam aksine gitmekten haz aldım.
Garezimin olduğu şeyler birer birer zaafa dönüştü.
Büyük bir kalabalığın tam ortasında düşürdüm ağzımı,
Şehrin tüm pisliği ağzıma doldu.
Söz haklarımı, yarıda bıraktığım filmlere bahşettim.
Dilemediğim özürleri, üzerinde uyuduğum halının altına süpürdüm.
Yazıp yazıp kimseye göndermediğim mektupların sonuncu zarfında bıraktım dilimi.
En sevdiğim şarkıda unuttum ses tellerimi.
Her şişenin dibinde tekrar dudaklarımı bulmayı denedim,
Her seferinde tek bulduğum başka bir şişenin dibiydi.
Sıktığım yumruklarımda bıraktım kelimelerimi.
Rüzgarın etkisiyle sallanan bir salıncaktan yükseliyordu yalnızlığın tiz çığlığı.
Ne söyleyebilirdim ki bu sağırlıkta?
Hangi kelimem doğru bir anlam taşırdı bu dudaklarda,
Ve hangi iklimde yaşayabilirdim derin sessizliğimi?
Bir kar tanesinin ıslığı kaçtı boğazıma,
Bir kalemin ucunda kırıldı tüm düşlerim.
Sustum.