İnanmak gibi bir saçma hata,

Aldanmak,

Umut.

İstemek ve daha çok istemek,

Güzelliğinde kaybolmak belki,

Gözlerinde resmetmek, her seferinde daha güzel bir halini.

Düşlerinde onla birlikte yaşamak, ölmek.

Ölümü bile güzelleştirmek.

Aşk, ta kendisi!

Sonra yıkılmak, bütün parçalarını topladığına inanmışken,

Bir kez daha yenilmek.

Daha kaç kez? Kaybetmenin sonu ne zaman gelecek?

Daha kaç kez vazgeçeceğim, tekrar seveceğim. Sonra yeniden.

Hayat, ta kendisi!

Sevmek gibi korkunç bir duygu,

Karşılıksızca. Ve en çok da korkak bir cesaretle.

Aşk, ta kendisi!

Ölümü bile özlemek, belki kaçmak, senden, senden ve senden defalarca.

Belki yaşamak, korkakca.

Hayat, ta kendisi.

Olmazdı biliyorum, söz dinlemez yüreğim suçlu.

Gözlerin suçlu.

Kavuşmayacak aşka susamış dudaklarımız, suçlu.

Sen suçlu, ben suçlu.

Hayatta bir hapishane değil mi zaten?

Suçlu olmasak ne işimiz var bu cehennemde? Ne işimiz bu korkunç kederde?

Hayat, ta kendisi. Bu kadar gerçek ve bu kadar yalan. Aşk gibi, sen gibi...