Ne üzücü şey yaşayamamak

Kederden yılgınlıktan muaf

Ve taş kalplerden anlayış yontmaya çalışmadan

Varlığını dayatmadan var olamamak

Bulamamak aydınlığı ne üzücü

Kasvetin ve kırgınlığın tahakkümünden sıyrılamadan

Karanlığı dayatırken hayat

Kabullenememek bu derece kaçınılmaz

Ve bu kadar haysiyetli mi olmalıydı

Ayakları yere böylesine sağlam basan acılar

İnsanı insan yapan çıkmazlar

Yalnızlığa mı varmalıydı

Ne üzücü şey görmeden yapamamak

Ruhu bu denli aşındıran hırpalayan

Durmak bilmeyen amansız saldırıları

Ve yeşermeye yüz tutmadan kaygı dalları

Silkeleyememek umudun tohumlarını

Hürriyetin açtıklarına doyamamak ne üzücü

Bir kenara fırlatıp endişe yapraklarını

Doymadan kibre ve işgale tıka basa

Güzele inceliğe de yer bırakmak

Bu kadar meşakkatli mi olmalıydı

Varlığı böylesine anlamlı kılan şahsiyet

İnsan ruhuna çiviyle mi çakılmalıydı?