Perdenin arkasındaki silüetime bakıyorum

Silik gözyaşlarını kabullenişini izliyorum

Her şeyi aynı anda düşünme çabasına hayran kalıyorum

Bir bedende yaşamaya çalışan iki hatıraymışçasına

Her şeyi başa sarışını seyre dalıyorum

Biz mi zamana oynuyoruz yoksa zaman mı bizimle dalga geçiyor, tam bir muamma

Aynı anda yaşamaya çalıştığımız bir seyirci ve oyuncu ilişkisine tıkılmışçasına başa sarıyoruz

Fakat kudretini anlamlandıramadığım bir paradoksa takılıymışız gibi

Bu durumun farkına varmayı dahi akıl edemiyoruz

Birimizin gözü geçmişte, diğerimiz ise anı yaşıyor gibi gözüken ancak her saniye geçmişleşen bir bilmece

Nerede peki bu yaşayabilme kabiliyeti?

Biblodan farksız, bir sanat eseri tablosundan hallice durumdayken hangi yaşamak bu?