sesler sadece bir çittir
arkasında
ne var
ne yok
her şeyi görürüz
duymayız
konuşmak zorunda bırakıldıklarımız
bu çiti aşmak için çabalar
malzemesi toplum baskısı
olmazsa olmaz
sürekli bu çitin ardından
duyuracağımız olasılıklara bakar dururuz
onlar da bizi karşıdan selamlar
görgünün ülkelerce tanımının
günlük hayatta insanların birbirlerine nezaketen gülmesi gibi
tebessüm ve kahkaha düşmanlığında
bazılarının karşısındayken beklenti içine girmek esas düzen sağlayıcıdır
bu ne herhangi bir mimari akım
ne de herhangi bir tarihsel süreç karşısında
ayakta durabilir
arzuların her zaman epifiz bezi çevresinde uyduluk görevini üstlenmesini kıskanır
sadece ışığını değil
içindeki hırsı da alır
her şey boşuna olsa bile
bu spiritüel döngülerdir insanlaştıran
üstümüzde taşıdığımız onca yaşanmışlık
evrenin tümevarımında anlamsız
aşağıda ve yukarıda
insanlar bir şeylerle uğraşıp duruyorlar
sabırla bekliyoruz
değecek olanı
bireysel olarak yeterli değil
toplumsal bir öngörü bu
elimizin yetişmediği yer
dilimiz olur
sonra da bir bakmışsın onun için yaşıyoruz
gereksinimlerin gereksinmediği yerlerdir
bu kadar taşıdığımız yuvarlağı yoran
hiyerarşi ise bu işin kaçınılmazı
insan bile bir tinsel olgunluk hiyerarşisine saplıdır
bataklık gibi değil
içinden rahatça çıkabileceğin
ama nedense hiç tam olarak çıkamadığın
nedeni bilinemez
zaten bilinemediği içindir onun neden olduğu bilinmez uçarılık
böyle bir paradoks işte
bunun bir mitoloji olmasını isterdim
ama kişisel bir bulamaçtan başkası kalmadı elimde
sadece biraz akson ve dendrit tahterevallisi