İçinde takılı kalmış bir plak olan güzel görünümlü bir ev. Ben o evim ve sensin o plak, senin şarkın çalan her bir zerremde.
Senden sonra hayat devam etti, çok şey değişti. O evin duvarları boyandı, duvarlara güzel tablolar yerleştirildi, çoğunu ben çizdim boyadım o tabloların, mobilyalar değiştirildi. Ama ne o eski plak durdu ne de onu yerinden kaldırıp atmaya yetti gücüm. Her gelen misafir o sesi de duymak zorundaydı. Bazen plak durduğundan değil de misafirin koşturmacasından, gürültüsünden duymadığım oluyordu sesi. Ama ev boşalınca ve yine kendimle kaldığımda kaçamıyordum o sesten. Ben de oturuyordum o plağın yanına eşlik ediyordum artık şarkıya. Hem evdim ben hem de o evdeki. Sen ise dilimdeki şarkıydın sadece, hiç durmadan hayatımın arka planında çalan o şarkı. Kaç gün daha geçecekti böyle, kaç ay, kaç yıl? Duracak mı bu plak ya da ben kaldırıp atacak gücü bulacak mıyım sonunda?