gözlerin beklemenin durağı

bir çan, bir ölüm, serin bir türkünün hatrıdır

hatırıma gelen

kargalar seni ürkütmesin

çevrilmeyi bekleyen takvim yaprakları, ölümden öte bir köydür şimdi.

bakır kazan,

bozkır

ve nal

durgun bir ırmaktan gözlerine akar

yakılan bu ağıt seni ürkütmesin

ölü senin ölün değil

dağlar şafaklardan koparılınca

tüm ezberlerim bozulur

cepleri delik deşik olan kelimelerle dolar tüm av tüfekleri

saçmalar neyse ki bir manaya varmaz

kırlangıçlar elimden kaçar,

ille de karanlığa..

kavganın ilk tomurcuğuyla kanlanınca yürek

perdeleri çekilir sanki tüm camların

lambalar gibi sessiz sedasız

ekmeyi öper gibi öptümdü

eller gibi gibi bir gölün kıyısını

kaşı çatık akşamların ezan sesiyle döndümdü

kırlangıçları karanlığa kaçıran ellerle..