Bir rüya gibiydi.
Onlarcası içinden bir tanesi,
Gözlerin değdiğinde aklını kaybettiren parıltısı ve ahenkli tavrı,
Çağıran bir şeyler vardı.
Çekimden daha fazlası bir büyü misali.
Dayanması çok zor bir tuzak,
Kim bilirdi edeceğini karanlıklara tutsak.
Ne fark ederdi ki, bilse de uzanırdı elleri yine,
Öyle isterdi ki onu yine gelse yine onu bulurdu.
Girdi karanlığa tüm parlaklığıyla.
Boğuldu.
Adadı kendini ona,
Aradı kendini onda.
Bulamadı.
Ne fark ederdi ki, bulamasa da arardı yine.
Gömüldü tüm karanlığa,
Onun gölgesi altında,
Onu izledi.
Aydınlığı sadece onu parlatırken gördü,
Onu parlatırken ruhu öldü.
Ne fark ederdi ki, ölse de yaşatırdı yine...