Gözlerinde katip bir bilmişlik olsa dahi

Tırnak süslerinden tanıdım ben onu

Elleri küheylan gibi caka satardı fincanlara

Mertti silkeleyişi masaları

Kaşlarının düşüşünden tanıdım ben onu.

Ecnebi bir duvar var kabanının üfünden

Ben onu o duvarın nöbetindeyken tanıdım.

Nefesimiz kesikti siperlerde, nefsimiz de eksikti.

Nefsimiz nefesimize değdiğinde tanıdım ben onu.