Sesimdeki imtiyazda tanıdım seni

Yalvarmalı, bir içre ateşte

Kalbini taşıyorum ateşin ve suyun

Simsiyah bir mevsim, bulutların şahikası üstümde gölge

Gördüm seni en uçurumunda sözün

Sarıp sarmaladım kundağına yüzümün

Ah, susuyorum, susmayı büyütüyorum saksılarında ağlamaların

Beni incittiğin o yağmur sonralarına

Deviriyorum tüm kadehlerini isyanın.


Bir nefesliktir günahını unutmanın ellerinin

Zamanın kırbacında kan izleri sesimin

Sana uzanmaya çalışan bütün gölgelerde benim yüreğim

Bu yüzden yazar dört kitapta gülüşünle yetinmek

Kıyısında bütün şiirlerin sana kavuşma hayallerini besledim ellerimle

Uykularım bir kalpazan gibi hatırlamaları bertaraf eyler

Uyanışımın her sonbaharına oysa

Sensiz geçen yılların boşluğuna düşerek varıyorum.


Karanlığımdaki çaresizlikte tanıdım seni

Ellerin öyküsüydü bütün kainatın, okudum var olmaya, hiçliğe

Gülüşünde filizlenmiş çiçekler gördüm

Gençliğime benzeyen, hep bir yanı ağlamaklı ve kahırlı

Karanlığımdaki çaresizlikte tanıdım seni

Bulutlar döktü uçurumuna deli rüzgarları

Deli rüzgarlarla besledim yüreğimi

Küle küstüm önce, kora sırtımı döndüm

Yandım, sensiz geçen her saniyesine yandım bu ömrün.


Işığın gölgeler devşirdiği bir zamanda gördüm yüzünü

Yüzünde açmış sürgün çiçekleri derdim, güldün, dirildin

Tanıdım seni, kimliğimi kaybettiğim bütün kıyımlarda

Bütün intihar notlarında kokunu aldım, sakındım ölmekten

Seni incinmiş bir kağıda yazdım, ellerim karanfil kalbim papatyalar yaşındayken

Huzurdaki gözyaşında tanıdım seni

Toprağa çalarken soluğumdaki eylülün afili rengi.