Tanrı insanın egosuydu. İnsanlık, her biri kendini en önemli sanan mahluklarla dolu. Yağmur yağdı, şimşek çaktı, ağaçlar alev aldı. Ve sonunda tanrı insanı yarattı. Korktular, gazabından tanrının. O kadar değerliydi ki hayatları, aradılar durmadan altında yatan sebepleri gazabın.


Birini arzulayınca utandılar, birini kıskanınca suçluluk duydular, yok olmak istediler inkar edince tanrıyı.


Ve tanrı gökyüzünü yarattı. Sundu insanlara güzelliklerini tüm dünyanın. Etinden sütünden faydalandılar. Yediler içtiler gökyüzünü. Günlerini harcadılar hayatın. Nefes aldılar içinde, katlettiler cennetin kuşlarını.


Birini vurdular ve yediler. Öbürünü bıraktılar yarın yiyecekler.


Ve sonunda yaratıldı toprak. Orada yaşadılar ve öldüler. Evleri olmuştu köşe bucağı. Dağınık ve sahipliydi her noktası. Ne dünyaya ait bir yeri vardı dünyanın ne de nefes almaya hakkı. İzin verdi. Bir bıçaktı boynunda yarattığı. Bazen üzüldü, bazen kızdı yavaş yavaş öldürürken onu boynundaki bıçağı.


Tanrı ölüyor. Yeniden doğacak mı?