hangi zamanda, hangi boyutta düştük buraya
hangi topraklardayız şu an
hani venüsün evladı, nerede?
korkuyorum, koru beni şuradaki kızıl tilkilerden
bu ışıklar ne böyle, tanrının bize sinyalleri mi yoksa
her şeyde karmaşıklık içinde bi' düzen var
dünyaya benziyor ama toprak farklı, bulutlar farklı
ama umudum senin aynı olmandan yana
neden konuşmuyorsun benimle, hadi uyan
gökyüzü çok net görünüyor, simsiyah
biraz yürüyelim...
farklı kara parçaları, farklı evren imitasyonları var
buna kimse inanmaz
evet evet aynı anda tüm semboller görünüyor
rüyada olduğumuz çok açık biliyorum
üç devasa denizi tek görüş açısından izliyorum
güneşlerin büyüklükleri farklı, sıcaklıkları da
ısı hissetmiyorum, sıcak, soğuk ya da ılık
hiçbir şey...
bedenimde bir kumaş yok ama çıplak değilim
her yer çok net ve gerçekliğine doymuş
tüm zevkleri ruhumda hissediyorum
bedenimin zevkleri bile ruhumda
bu bambaşka bir dokunuş
aklımda özümden başka bir fikir yok
sonsuzluk bu muymuş yani
zaman değil ki ama bu, süreklilik de değil
bu bir oluşum
bir şey yapmam gerekiyormuş gibi hissetmiyorum
sadece duruyorum, bakıyorum ve tekrar duruyorum...
her şeyin büyüklüğü, kalıbı, anlamı farklı
dalgakıranlar güneşten büyük görünüyor
hiçbir şeye benzemiyor bu incirlerin tadı
dokusu bile yok ama çok güzel
dünyadaki hayatımdan sahneler hatırlıyorum hafif sarhoşlukla
bunları hatırlamak çok enerji istiyor, yoruyor zihnimi
yanımda biri vardı sanki, nereye gitti
yaşanan her an hemen siliniyor
ama hatırlıyorsun aynı zamanda
birine karşı özlem duyuyorum, acı çekmeden
kim o, dünyadan biri miydi
gittikçe artan bi' özlem derinliklerimde
o her kimse içimi kaplıyor bu uçsuz bucaksız diyarda
sanırım bende bir şeyleri kalmış
ve yine siliniyor her şey...