Yeni Ahit, Matta 16:15'te Hz. İsa öğrencilerine sorar: ''Sizce ben kimim?'' Öğrencilerini zor durumda bırakan bu soru, o gün bugündür akılları kurcalamaya devam ediyor.


Tarihsel İsa'yı, yani onun tarihte bıraktığı izleri arama çalışmaları neredeyse hayatını kaybettiği an başladı ve hala sürmekte. Günümüzde, bu arayışa dahil olan herkes farklı bir İsa bulmuş durumda. İsa'ya dair yazılmış iki ayrı kitabı okuduğunuzda, birbirinden tamamen farklı iki insandan bahsediliyormuş gibi hissedersiniz. Hatta öyle ki Marksistlerin Marksist bir İsa, filozofların filozof bir İsa, modern Hristiyanların ise onların tüm düşünce ve önyargılarıyla hemfikir, şaşılacak derecede modern bir İsa bulduklarını görürsünüz. Az sayıda akademisyen tarafından desteklenen bir görüş olmakla birlikte, tarihte gerçekten bir İsa'nın var olmadığına inananlar dahi var.


En Eski Metinler

Kitleleri etkisi altına alan büyük ve bilge öğreticilerin çoğu gibi, İsa da bir kitap yazmamıştı. Onun sözlerine doğrudan erişme şansına sahip olmadığımızdan, İsa'nın nasıl biri olduğu konusunda bilgi edinmek için başkalarının onun hakkında anlattıklarını dikkate almak durumundayız.


İsa hakkında bilgi veren en eski kaynakları Yeni Ahit'ten, yani Kitab-ı Mukaddes'in sadece Hristiyanlara ait olan ikinci kısmından elde ediyoruz. Çoğu tarihçi, Aziz Pavlus'un Yeni Ahit'te yer alan ve İsa'ya dair bilgiler içeren mektuplarının, onun ölümünden yaklaşık yirmi yıl sonra, MS 50'lerde yazıldığını düşünüyor. Fakat ne yazık ki Pavlus'un mektupları İsa'yı tarihsel açıdan tasvir edilen bir açıda yazılmamıştı; daha ziyade kiliseler içerisindeki teolojik tartışmaların çözümlenmesine yardım etmeyi amaçlıyordu. Mektuplarda İsa'nın yaşamına yapılan atıflardan onun doğduğu insanlara yol gösterdiği ve çarmıha gerildiği bilgileri edinebiliyoruz.


Pavlus'un İsa'nın kardeşleri olduğundan ve Kudüs'te kardeşi Yakup'la nasıl tanıştığından bahsediyor. Ayrıca, İsa'nın 12 havarisinden bazılarını ismen, bazılarını ise şahsen tanıyordu. İsa hayattayken onunla hiç tanışmamış olan Pavlus'un en azından onun hayatına tanıklık etmiş kişilerle doğrudan bağlantısı vardı.


Kitab-ı Mukaddes Dışı Kaynaklar

Tarihsel İsa hakkındaki en uzun anlatıya Yahudi tarihçi Flavius Josephus'un MS 94 yılında yazdıklarında rastlıyoruz. Yahudilerin Tarihi adlı eserinde şu pasajı kaleme almış: ''O sıralar İsa adında bilge bir insan vardı. Gerçi ona insan insan demek ne kadar yerinde olur bilemiyorum, çünkü olağanüstü harika işler yapıyordu. O, hakikati zevkle dinleyen insanların öğretmeniydi. Hem Yahudilerden hem de diğer milletlerden çok sayıda insanı etrafında topladı. O, mucizeler yaratan Mesih'ti.''


Antik Yunan dilinde yazılmış olan İncillerin bazı bölümlerinde, İsa'nın ve havarilerin konuştuğu Armiceye atıfta bulunuyor. Örneğin Markos İncili'nde, İsa'nın ''Talita Kumi'' diyerek küçük bir kızı hayata döndürdüğü yazıyor. İncilin yazarı hemen ardından, ''Bu söz, 'Küçük kız, sana söylüyorum, kalk!' demektir,'' diyerek söz konusu ifadenin anlamını biraz parlatıyor.


Sizce Ben Kimim?

Peki, gerçek İsa kimdi? 2000 yıllık çalışma bize konuda, İsa'nın ölümünden sonraki yıllarda bilinenlerden pek de fazlasını söylemiyormuş gibi görünüyor. Tüm tarihsel bilgi bir dizi ihtimalden ibaret ve daha ötesine geçebileceğimiz somut kanıtlar mevcut değil. İsa hakkında kesin olarak söyleyebileceklerimiz şunlar: Birinci yüzyılın başlarında Yeşua adında bir adam dünyaya geldi; takipçileri olan bir öğretici ve yol göstericiydi; vaaz vermek için sık sık seyahat etti; zaman zaman Kudüs'te kargaşaya yol açtı ve MS 30 civarında çarmıha gerildi. Tarih penceresinden baktığımızda, hayatına dair düğer tüm anlatılanları mevcut kanıtları dikkate alarak değerlendirmemiz gerekiyor şüphesiz.