Ne kadar dayanabilecegim konusunda emin değilim. Hafta da 7 gün 8 saat çalışıyorum. Sabahları sürekli okul için koşturuyorum. Günde en fazla 5 saat uyuyorum. Kimseyle görüşmüyor kimseyle buluşmuyorum. Hayatla ilgili hiçbir şeye tahammülüm kalmadı. Bazen sadece yürümek istiyorum. Hiçbir yere varmadan yürümek; yorulmadan, korkmadan, telaşlanmadan. Belki yürürken yeniden insanlaşırım diye düşünüyorum, yeniden insanlara inanabilirim. Bir şeyleri arkamda bırakmak istiyorum gerçekten. Mümkünse beni ben yapan her şeyi. Çünkü bu kadar büyük bir trajediyi yaratacak başka bir mendebur tanıyamıyorum. Kaçmak değil bu değil mi ? Kaçmak korkak işi derler ya hep, Bence değil. Kaçmak cesur işi. Her şeyi yok edecek olan kıvılcımı basit birkaç adıma sığdırabilecek bir korkak var mıdır?


Kafamda şu üç metafor var sürekli; evi yakmak, dans etmek ve planlı bir şekilde uzaklaşmak.


Geçenlerde neden şu önümdeki arabanın altında değil de yanındayım diye düşündüm. Negro(canımdan çok sevdiğim oğlum) ve aileme olan borcum olmasa sanırsam böyle bir şeyi düşünmeye gerek kalmazdı.


Yeniden alışmak istiyorum bir şeylere, yeniden bir düzene kurban olmak. Bu yakıcı hisleri zihnimden sokup atmak istiyorum. Tanıdığınız bir ruh cerrahı var mıdır? Ozanların laneti nedeniyle zehirlenen organları yontmak için ? Nefes almaktan dolayı bulaşan bazı mikropları hangi antibiyotikler savar başımdan? Sayfaların önce tersten yazsam, mesela bulantı'yı sonra huzursuzluğu, ardından çürümüş bir portakalla mühürleyip denizin yedi kat altındaki bir mahzende bulunan titanların ruhuna hediye etsem bu lanet bozulur mu?


Sen de güneşteki lekeyi fark ettin mi ?

Gölgesi çiçeklerin üzerine düşen irin rengi lekeyi ?