Evin musluklarının gözümden taştığı gün anlamıştım,
Giderken unutmuşsun kapatmayı umutlarımı.
Oysaki
Sen hep telaşlı bir adamdın.
Gitmelerine, bavullarına, yok saymalarına yetmezdi telaşın...
Hep geriye döner,
Yanlış mı hatırlıyorum diye kontrol ederdin bıraktıklarını.
Bu sefer olmadı...
Gittiğinden bu yana geri gelip
Sağ mıyım diye kontrol etmedin.
Anlamıştım,
İkinci bir emre kadar beni sevmeyeceksin.
Üzülmem, üzülme.
Sadece küfürler sarf ederim gittiğin güne.
Eksikliğim sadece gözlerimden okunur.
Yaşlarım,
Azalırken kuru bir toprak gibi,
Sen beni ağlamıyor sanma.
Sen gideli çok oldu.
Bir milyar yıl önceydi sanırım.
Tanrı niye hâlâ almadı canımı?
Can mı?
O seninle gitti.
Şimdi şarkılar eşlik ediyor,
Kimsenin katılmadığı maaşıma.
Sorma bir daha beni,
Çığlıklarımı duyma.
Ağlamak eskidenmiş.
Şimdi sen gittin mi, ben ölüyorum.
Fark ettin mi?
Şiir kokuyor cesedim.
Bir parça sen karışmış toprağıma.
Adını dahi hatırlamıyorum artık,
Sahi neydi...
Herhalde,
Her neyse.
Ama sen, sen ol da
Sakin ardımdan ölme.