Neden bu kadar ürkeksin? Birine bakmak ihanet etmek gibi mi hissettiriyor hala sana?


Boş versene. Sana kızacak, küsecek kim var sanki? Senin kendi kendine yaşadığın bu acı belki ömrünün sonuna kadar sadece seninle kalacak. Bırak insanlar hemen gülücükler saçmaya başladığını, keyfine baktığını zannetsinler.


Sevilmeyi hak ettin mi? Sanmam. Daha az hayalin, daha beyaz dişlerin olsaydı ve sevseydin herkesin sevdiği şarkıları belki bir şansın olurdu. Ama boş ver, elbet başka bir kusur bulunurdu senden vazgeçilmesi için.


Belki bulunmazdı. Belki sevilirdin. Bırakmasaydın her işin peşini bıraktığın gibi, bir kere olsun saygı duymasan ve kalp kırmayı göze alsaydın, biraz kilo verip renkli gömlekler giymeyi deneseydin mesela?


Fark etmez. Kaderin belli. Yine oturup sana yazılmamış mektupların ulaşmasını bekleyeceksin. Ve bile bile özlenmediğini, özleyeceksin.


Biraz saf bir tipsin zaten. Şimdi bir umut ışığı görsen, ortadan ikiye kırılmış olsan bile, tek soru sormadan teslim olacaksın.


Pişman olur musun? Hiç zannetmiyorum. Korkaksın. Neden diye sorsan kayıp gider avuçlarından diye ağzını bile açamazsın.


Ne olursa olsun bekleyeceksin. Beklerken ufalacaksın. Senden başka kimsenin umurunda olmayan geçmişin ve geleceğin, seninle beraber ufalacak.


O mektup gelmeyecek. Olur da bir gün gelirse seni uykundan uyandırmasını beklediğin öpücük, düşme yine o gözlerin peşine. Benden sana tavsiye...