Tekinsiz bir yer burası

Rakımı yüksek zemini kaygan keyfi ayan üstelik

Bir de manzarayı seyre dalarsam tutunacağım bir dal kalmaz

Biliyorum

Başım döner dengeyi tutturamam

Yine de daldım

Bile bile ölmek gibi çürürken —öyle faydasız

Zaten bugüne dek dengeyi tutturdum da ne oldu

Yitiririm yitirirsin ama yitirmezler

Kendimi tufandan kaçarcasına apar topar yakalayıp fırlattığım

Tekinsiz bir yer burası

Solda yükselen güneşin sağ kanattan düştüğü

Tekerrürün gururla devam ettiği riyakar bir semadan

Gözlerimi oyup aldım —oluk oluk kan

Karşımda semadan farksız suskun yarımlar

Suskunlar çünkü gizlenmiş laf kabalıkları —ayıp tenhalık elim alemim

Zaten burada kimi görsem hep kibardır

Hiçbir şey olmamış gibi hayatın deva ettiğinden bahsederler

Gör bak aşağıda hayatın deva etmediği bir an var

Zamanın çarklarına bozuk plak kaçmış cızırtısıyla

Hışımla tırmalıyor takılı kaldığı andan manzaramı

Gözlerinde hâlâ yitmemiş yaşam pırıltısı


Siz benim turkuaza açılan

Kar kadar beyaz yitik bebeklerimsiniz

Kainatı hangi çarmıha gerdiğimin ne önemi var?