Yine bir gece yalnız başına, ay ışığının altında hayal gücümün sınırlarında ciğerlerimin en ücra kuytularından çıkan dumanın şekil alarak ahenkle dansına şahit oluyorum. Hayaller aleminde bile gecenin karanlığında kaybolmamak, yıldızların büyüsüne kapılmamak mümkün müdür acaba?


Anılarımda yaşatacağım bu anın ortasında gözümde canlanan belli belirsiz hatıralar denizinde buluyorum kendimi. Çok akıcı bir muhabbette konunun konuyu açması gibi aslında her anı, her hatıra bir başkasını beraberinde sürüklüyor hatırlamamak için gömdüğüm bilinçaltı denilen o mezarlıktan.

Kendi kendimi mutsuzluğa sürüklemekten yorgun düştüğüm bir anda kendimden sessizce özür dilerken buluyorum kendimi. 

Her zamanki ben işte tekrar ve tekrar anlamı kalmayana kadar: “özür dilerim benliğim“