Yine bir Eylül akşamı ve ortasından çatlak bankımız.

Hava hafif serin, fakat heyecanımdan hissedilenden de çok.

Solumda gönlümü yakan sen,

Güzelliğine ah, diyecek yok.


Konuşmak istedim olmadı, ağızdan çıkan kem küm

Dokunmak istedim eline,

Çektiğim acabalarla dolu zulüm.

Sustum, sustu.

Birikti ağzımda sana dökülmek isteyen kelimeler.

Çıkmadı bir türlü, içinde düğümlendiler.

Garezleri mi vardır bana, nasıl da kenetlendiler.

Ha gayret!

Zorlasam da kendimi nafile.

Dudaklar duvar olmuş geçit vermediler.


Kalktı, yüzüme bakmadan gitti.

Durmadı, halime aldırmadan gitti.


Gelirim ben yine Eylül'ün on üçünde

Beklerim ortasından çatlamış bankın sağ köşesinde.

Bilirsin ayırırım, sol tarafı hep sende.

Sen gelsen de, gelmesen de.


Elbet konuşurum bu kez, meraklanma hiç eyletmem seni.

Dedim kendi kendime ama giden gitti.

Yokluğun geçmişe sardırır, bitmez gönlün keşkeleri.

Pişmanlıklar bırakmaz yakamı, tekrarlatır Eylül'leri.


(sa. Ka)