Dostlarım yine aldı beni bir telaş. Kim bilir yeni yılda karşıma hangi dilemediğim veyahut dilemek istemediğim binbir çeşit badireler çıkaracağından adım kadar eminim hayat. Şimdi arka fonda herkesin vazgeçilemez şarkısı "Son Arzum" çalıyor. Nilüfer'in sesinin asaletine bir kez daha vurulduğumu size itiraf etmeliyim. Kim aşık olmaz ki sanki ses telleri Nilüfer nehrinden damıtılmış binbir derya gibi. Bugün kendi iç dünyamda büyük savaşlar verdim. Arkadaşımla yapamayacağım yılbaşı kutlamasında hangi şarabı alacağımızı sonra benim belki yazmak kadar usta olamadığım yemek konusunda ne kadar beceriksiz olduğumu ve içecekleri benim almam gerektiğini yemeği ise onun yapması gerektiği konusunda uzunca sohbet ettik. O ise alkol kullanmıyorum dedi bana. Aslında bir bakıma haklıydı. Çünkü bu meret içildiğinde şişede durduğu gibi rahat durmuyor. Ama birçok insan birseylerden kaçmak için içiyor bunu benim gibi. Tabi bu kaçış baki değil bu sonlu dünya için baki kelimesi dahi çok fazla görünüyor gözüme. Kelimelerdeki hece sayıları önemli değil mesela ölüm gibi hece sayısı kısa ancak zamansal olarak bir sonsuzluk engini. Neyse başınızı şişirdiğimi düşünüyorum iyice. Siz iyisi mi yepyeni telaşlara doğru yol alın derim. Ha bu arada diyemediğimiz kadar kötü haberler varken adettendir diye iyi bir yıl diliyorum.

Bu arada sizlerin de şu sıralar ne gibi temasları var yorumlarda buluşalım derim ben.